22 Eylül 2022
22 yaşındaki İran Kürdü Mahsa Amini, geçtiğimiz hafta salı günü başkent Tahran’ı ziyaret ederken İran “ahlak polisi” tarafından “tesettür kurallarına uygun örtünmediği” gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Perşembe günü Tahran polisi yaptığı açıklamada Amini’nin ani bir kalp krizi geçirdiğini ve derhal hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Cuma günü ise kaldırıldığı hastanede hayata gözlerini yumdu. Tahran polisi ısrarla gözaltı sırasınca Amini’ye karşı herhangi bir fiziksel müdahalenin olmadığını iddia etse de birçok aktivist, sivil toplum ve insan hakları örgütlerinin yanı sıra önde gelen Avukat Saeed Dehghan, Amini’nin işkenceye maruz kaldığını, kafatasında ciddi çatlakların oluştuğunu ve olayın düpedüz bir cinayet olduğunu gün yüzüne çıkardı. Şüphesiz, Mahsa Amini’nin ölümü, İranlı kadınların Şeriat yönetimi ve ahlak polisiyle gerek tesettür gerekse muhtelif dini dayatmalar hususunda verdiği mücadelenin bir dışa vurumudur. Ayrıca, Amini’nin gözaltında gördüğü hadsiz ve zalim muamele, Tahran yönetiminin, İran’da yaşayan Kürt nüfusunu maruz bıraktığı gündelik ırkçı uygulamalarının da […]
14 Ağustos 2022
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKYB) topraklarının kadim topluluklarından olan Ezidiler için 3 Ağustos günü kapkara bir yakın geçmişe ışık tutuyor. İsmini Ezidilik dininden alan bu topluluk, dünya genelinde yaklaşık 1,5 milyondan mensubuyla Anadolu-Mezopotamya coğrafyasının kültürel ve linguistik mozaiğinin önemli bir kısmını teşkil ediyor. Ekseriyetinin Kurmançi (Kurmancî) Kürtçesi konuştuğu Ezidi nüfusu, süre gelen tarihleri boyunca farklı siyasi ve askeri güçlerin zulmüne maruz kalmış, modern yüzyılda da Saddam Hüseyin’in rejimi altında ayrımcılığın, ötekileştirmenin ve ihmalin mağduru olmuştur. Lakin, Ezidiler yakın tarihlerindeki en acımasız zulmü Suriye İç Savaşı sırasında yaşadılar. 3 Ağustos 2014 tarihi, İŞİD’in IKYB yönetimindeki Sincar (Sinjar) şehrinde Ezidi topluluğuna yönelik gerçekleştirdiği katliam silsilesinin başlangıç tarihi olmasının yanı sıra, Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere birçok uluslararası örgütün soykırım olarak tanımladığı, Suriye İç Savaşı’nda bugüne kadar bir etnik-dini topluluğa ve topyekûn insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlardan biri olan bu trajedinin anıldığı […]
24 Nisan 2023
24 Nisan 1915’de yayınlanan genelge üzerine yüzlerce Ermeni entelektüelin ve gazetecinin tutuklanmasıyla başlayan Ermeni Soykırımı, takibinde çıkarılan Tehcir Kanunu’yla daha önce öngörülmemiş bir vahşet raddesine ulaştı. Bu yadsınamaz zorunlu sürgün ve imha faaliyeti, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Balkan Harbi sonrasında benimsediği Türkçü etnisite mühendisliği siyasetinin en acımasız ürünüydü. Fakat, her şeyden önce soykırım hukuki bir kavramdır. Türkiye vatandaşlarına ise, cumhuriyetin ilanından bu yana Türk iç ve bilhassa dış siyasetini, Türk-Ermeni ilişkilerini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin diğer bütün azınlık gruplarına yönelik tavrını büyük ölçüde şekillendiren bu soykırım gerçeğine karşılık çok kritik bir görev düşmektedir. Hukukun ve demokrasinin üstünlüğünü arzulayan her bireyin devletin tarihsel ve kurumsal kimliği içerisinde kök salmış bu inkârcı siyaset karşısında geçmiş suçlarla yüzleşme ve hesaplaşma talebinde ısrarcı olması, “Dünya üzerinde bir daha soykırım ve inkar yaptırımsız kalmayacak.” mesajını vermek adına büyük bir önem teşkil etmektedir. Nitekim, geçmişle yüzleşmek […]
26 Mart 2021
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2010 yılından bu yana 21 Mart gününü “Dünya Nevruz Bayramı” olarak kabul etmiştir. Birleşmiş Milletler Manevi Kültür Mirası Koruma Kurulu tarafından “Manevi Kültür Mirası Listesi ”ne dahil edilen Nevruz, dünya genelinde 300 milyonu aşkın insan tarafından kutlanan ve baharın gelişini müjdeleyen coşku dolu bir zaman dilimidir. Çok farklı kültürlere ev sahipliği yapan Nevruz’un kökenleri çok eskiye dayanır. Mitolojilere kadar uzanan Nevruz tarihi geçen zamana direnerek günümüzde dahi Anadolu’nun bağrından çıkan tüm kültürlerde sevinçle kutlanır. Yeni başlangıçları temsil eden Nevruz, Balkanlar’da “Sultan Nevruz” olarak adlandırılır. Baharın gelmesini; iyiliğin, güzelliğin ve bereketin gelmesi olarak kabul eden Bektaşilikte önemli bir yere sahip olan kutlamalar; din, dil, mezhep ayrımı olmaksızın tüm insanlara açıktır. Bektaşiler, Nevruzu, Hz. Ali’nin doğduğu gün olarak kabul ettiklerinden 20-25 Mart tarihleri onlar için dini anlamda da kutsaldır. Müslüman toplulukların yanı sıra gayrimüslimlerin de iştirak ettiği “Sultan […]